Hizmet Tespiti Davası

AS-FA Hukuk Bürosu olarak bu yazımızda Hizmet Tespiti Davasını anlattık. Aktardığımız bilgi ve görüşler bir kaynak teşkil etmekle birlikte yol gösterme amaçlıdır.AS-FA Hukuk Bürosu olarak danışanlara hak kayıplarının yaşanmaması amacıyla, alanında uzman avukatlardan hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti almalarını öneriyoruz.

Bu yazı Avukat Ufuk ALABUCAK tarafından kaleme alınmıştır.

Hizmet Tespiti Davası Nedir?

Hizmet tespit davası, davacı işçinin belli tarihler arasında sigortasız olarak çalışmasından dolayı, sigortasız olarak çalıştığı zamanlar için bu durumun tespit edilmesi amacıyla işverene karşı açılan davadır. İşverene karşı açılan davada SGK hizmet tespit davası dosyasına fer’i müdahil olarak katılacaktır.Bu davanın davacısı sigortalının kendisi veya mirasçılarıdır. 

Hizmet tespit davalarının kanuni düzenlemesini, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve GSS Kanunu’nun 86. maddesinin 9. fıkrası oluşturmaktadır.İlgili kanun maddesi işçilere hizmet tespit davası açabileceklerini bildirmektedir.

5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve 86. Maddesinin 9. Fıkrasında “Sigortalının çalıştığı bir veya birden fazla işte, bu Kanunda yazılı şartları yerine getirmiş olmasına rağmen, kendisi için verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgesinin veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin işveren tarafından verilmediği veya verilen aylık prim ve hizmet belgesinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesinde kazançların veya prim ödeme gün sayılarının eksik gösterildiği Kurumca  tespit edilirse, hastalık ve analık sigortalarından gerekli ödemeler yapılır “ denilmiştir. Buna göre sigortasız çalıştırılan veya sigorta primleri eksik ödenen işçi hizmet davası açabilir.

Hizmet tespiti davasında, davacının sigortalılığını ortaya koyan iş sözleşmesine bağlı çalıştığı ispat edilmelidir. Ancak iş sözleşmesi ile çalışmanın da sigortalı sayılacak işlerden olması gerekir.

Hizmet Testip Davasında Davacı ,5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 4/a(1) maddesi kapsamında işçi sıfatına haiz kişidir. İşçinin vefat etmiş olması halinde ise, mirasçıları hizmet tespit davasını hak düşürücü süre içerisinde açma hakkına sahiplerdir.

Hizmet Tespit Davasında Davalı işverendir. İşverene karşı açılan davada mahkeme re’sen SGK’yı davadan haberdar edecektir. Bu ihbarla SGK hizmet tespit davası dosyasına fer’i müdahil olarak katılacaktır.

Hizmet Tespit Davası Açma Koşulları

5510 sayılı kanunun 86. maddesinin 8. fıkrasında, işçinin işverene karşı çalıştığı sürenin tespitinin yapılabilmesi

“Aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan itibaren beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.

Hizmet tespit davası açılabilmesi için gerekli şartlar şunlardır:

  • İşverenin işçiyi çalıştırmış olduğu işyerini kanuni yükümlülükleri sağlayan iş yerlerinden olması gerekir.
  • İşçiyle işveren arasında hizmet sözleşmesi olması gerekmektedir.
  • Hizmet işverenin iş yerinde görülmüş olmalıdır.
  • İşverence aylık sigorta bildirgeleri ile dört aylık dönem bordroları verilmemiş olmalıdır.
  • Hizmetin sigortasız olmuş olması ve kurumca bunun tespit edilmemiş olması gerekir.
  • İşçi davayı 5 yıllık süresi içerisinde açmalıdır. 5 yıllık süre hizmetlerin geçtiği yılın sonunda başlar.

Hizmet Tespit Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

Hizmet tespit davasında görevli mahkeme İş Mahkemeleridir. İş mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılacaktır.

5510 sayılı Kanun’un 86/9 fıkrasında yer alan hükme göre, ”hizmet tespit davalarında, görevli mahkeme İş Mahkemeleridir. İş mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde ise görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi iş mahkemesi sıfatıyla davaları görmektedir.”

5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5. maddesine göre; ”İş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir.”

Hizmet Tespit Davası Zamanaşımı Süresi

Hizmet tespit davalarında kural olarak 5 yıllık hak düşürücü süre bulunmaktadır. Yani işçi sigortasız çalışarak geçirdiği sürenin son yılından itibaren başlamak üzere 5 yıl içerisinde hizmet tespiti davasını açma hakkına sahiptir. 5 yıllık bu süre hak düşürücü niteliktedir.

Hak Düşürücü Sürenin İstisnaları

Hizmet tespit davalarına ilişkin yukarıda belirtilen hak düşürücü süre mutlak nitelikte değildir. Yargıtay 10. ve 21. Hukuk Dairelerinin süreklilik kazanmış kararlarına göre:

a- Müfettiş durum tespit tutanağı ya da tahkikat raporlarıyla çalışma tespit edilmişse,

b- Asgari işçilik incelemesi neticesinde işverenden sigortalının primleri Kurumca icra yoluyla tahsil edilmişse,

c- İşveren imzalı ücret tediye bordrosunda sigortalıdan sigorta primi kestiğini açıkça gösterdiği halde sigorta primini Kuruma yatırmamışsa,

d- Sigortalı durumunda iken memurluğa geçmiş olursa,

e- İşe giriş bildirgesi Kuruma süresinde verilmiş; fakat bordrosu ve primi SGK’ya intikal ettirilmemişse,

f- İşçilik hakları tazminatlarına (ihbar, kıdem tazminatı, ücret alacağı vs.) ilişkin aynı döneme ait kesin hüküm niteliğini taşıyan yargı kararları varsa, hizmet tespit davaları zamanaşımına uğramaz.

Hizmet Tespit Davasında İspat

Hizmet tespiti davalarında ispat yükümlülüğü davacı işçilere aittir. Ancak hizmet tespit davaları kamu düzenini ilgilendiren bir dava olduğu için bu davada mahkeme re’sen araştırma yükümü altında olacaktır. Mahkeme re’sen araştırma yükümü altında olsa da işçiler çalıştıkları süre boyunca sigortalarının ödenmediğini, primlerinin eksik ödendiğini yazılı kanıtlarla mahkemeye sunmakla yükümlüdür. Mahkemelerin değerlendirdiği kaynaklar; Tanık, sigortalının iş yeri sicil dosyası, işverenin nezdindeki iş yeri dosyası, işverenin mesleki kuruluş kaydı, imzalı ücret bordroları, bilirkişi, yemin, dernek ve esnaf sicil kaydı, sanayi ve ticaret odası kayıtları vb ispat açısından önem arz edecektir. Yazılı delillere ek olarak sözlü deliller de dava kapsamında değerlendirebilmektedir.

Hizmet tespit davaları kamu düzenini ilgilendirdiği için, davadan feragat edilmesi hüküm doğurmaz.

Hizmet Tespit Davasının Sonuçları

Hizmet tespit davası işçinin lehine sonuçlanıp dava kabul edilebilir ya da işverenin lehine sonuçlanıp dava reddedilebilir. Mahkemenin işçinin talebinin kabulüne karar vermesi halinde tespitin yapıldığı aylar ve prime esas kazançlar tescil edilir.İşveren aynı zamanda bu dönem içerisinde vergi dairesine ödenmeyen gelir vergisini de ödemek zorundadır. SGK ve vergi dairesi söz konusu dönem için işverene ceza kesebilir. Ceza verilmesi halinde işveren bu cezayı da ödemekle yükümlü olacaktır.

Hizmet Tespit Davası Arabuluculuk

işçi ve İşveren arasındaki uyuşmazlıkların birçoğunda arabulculuk dava şartı olarak karşımıza çıkmaktadır ancak Hizmet Tespit Davasının açılmasında arabuluculuk kurumuna başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenle hizmet tespit davalarında uzlaşma hükümleri uygulanmamaktadır.

Hizmet Tespiti Davası Örnek Yargıtay Kararları

  • Hak düşürücü süreye tabi olmadığına dair Yargıtay Kararı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2016/10-2343 Esas,2020/560 Karar ve  9.7.2020 Tarihli bir kararında “ İşverenin, çalıştırmış olduğu sigortalılara ait hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği 506 Sayılı Kanun’un 79. maddesinin 1. fıkrasında açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde işverence verilecek belgeler düzenlenmiştir. Bunlar, aylık sigorta primleri bildirgesi, dört aylık sigorta primleri bordrosu, sigortalı hesap fişi vs.dir. Yönetmelikte sayılan bu belgelerden birisinin dahi verilmiş olması hâlinde artık Kanun’un 79. maddesinin 10. fıkrasında yer alan hak düşürücü süreden söz edilemez. Yargıtay uygulamasında anılan maddenin yorumu geniş tutulmakta; eğer sayılan belgelerden birisi işveren tarafından verilmişse burada Kurumun işçinin çalışmasından haberdar olduğu ve artık hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilmektedir.

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/6120 Esas, 2019/4340 Karar ve 13.6.2019 Kararı

  • Hizmet Tespiti Davası

İşverenin çalıştırmış olduğu sigortalılara ait hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanun’un 79/1 .maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. … yapılan Sosyal Sigorta işlemleri Yönetmeliği’nin dördüncü kısmında işverence verilecek belgeler düzenlenmiştir. Bunlar, aylık sigorta primleri bildirgesi (… Yön. Madde l6) , dört aylık sigorta primleri bordrosu (… Yön. Madde 17), sigortalı hesap fişi (… Yön. Madde 18) vs.dir. Yönetmelikte sayılan bu belgelerden birisinin dahi verilmiş olması halinde artık Kanun’un 79/10 (eski 8) maddesinde yer alan hak düşürücü süreden söz edilemez. Yargıtay uygulamasında anılan maddenin yorumu geniş tutulmakta; eğer sayılan belgelerden birisi işveren tarafından verilmişse burada Kurumun işçinin çalışmasından haberdar olduğu ve artık hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilmektedir.

  • Hizmet tespiti davalarında mahkemece yapılacak incelemenin sırasına ilişkin Yargıtay Kararı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/10-1147 Esas, 2013/244 Karar ve 13.02.2013 Tarihli bir kararında “ Öncelikle 5510 sayılı Kanunu’nun m.79/10’daki belgelerin işverence kuruma verilip verilmediği veya çalışmanın kurumca tespit edilip edilmediği araştırılmalı, belgeler verilmişse veya çalışma kurumca tespit edilmişse, davanın hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi gerekir. Sonra tespiti istenen dönemde kişinin sigortalı niteliği taşıyıp taşımadığı, işyerinin tespiti istenen dönemde gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı, yapılan işin kanun kapsamına girip girmediği araştırılmalıdır.